Masalları bir kezde benden dinleyin lütfen, o zaman masum bulduğunuz o çocuk masalları aslında ne kadar acımasız, bir hissedin. Hiçbir masal sandığınız kadar masum olmadı aslında, hiçbiri mutlu sonla bitmedi. Hiç pamuk prenses yoktu, prens hiç gelmedi. Görmek istediklerinizi gösterdiler size. Hepsi birer kurgu ürünüydü, hepsi birer mutluluk yalanıydı. Günlece oturup düşleyebileceğiniz hayallerdi sadece ve biz bu yalana inanmayı seçtik.Bu yüzden kötü karakterleri bile sevdik.Evet itiraf etmedik ama sevdik işte.. Benim masalımda kötü kahramanlarla dolu bu yüzden, sıradan bir insandan farklı olmadım hiç. Alice e inandım, uyuşturucu batağında olan Alice e, sizde inandınız ya ona, o yüzden çok benziyoruz. Anlatılan hikayelerin karmaşık olmasını hiç istemedik. Herkes mutlu ve rahattı. Yaşadığınız karmaşık hayatı atlatmak adına kendinize sunduğunuz bir tedaviydi bu aslında. Ve siz hastaydınız. Tıpkı benim gibi ve biz tedaviyi kabul ettik yalanlarla yüzleşmek yerine, hikayenin en can alıcı kısmında kendimize en uygun gördüğümüz rolün içerisine girerek oyuna daldık. Fakat oyundan çıkamadığımız gerçeğini ne yapmalıyız? Şimdi ise bir planım var, oyunu bırakıyorum. Kendimi asla deşifre etmeyeceğim ama farklı bir role bürünüyorum. Kişilik problemi yaşamıyorum. Sadece rol arkadaşlarım, onlarıda ben yaratmışım, yok etmenin tek yolu bu olucak. Buna inanıyorum.Ve arkasından sıradan yaşamımda hayatta kalabilmek için, tavsiye üzerine bir caniyi rol edinebilirim. Çünkü insanlar Pamuk Prenses i hiç sevmemişler. Bu yüzden masallarda farketmediğimiz en büyük gerçek rollerin hepsinin çıkarcı ve acımasız olması sanırım. Şimdi herkese rollerinde başarılar dileyerek, perdenin kapanması için son alkışımı alıyorum.